Bu haftaki köşemi, yine küresel ekonomik gelişmelere ayırmayı düşünüyordum. Malum, FED piyasaya likidite sağlamaya devam etme kararı aldı ve piyasalarda bir rahatlama oldu. Kurlar geriye geldi. Ne var ki geçen yazımda vermek istediğim mesajı yinelemekle yetinip, başka bir konuya değineceğim bu hafta; Kurlardaki gelişmeler tamamen bizim dışımızda… Bireylerin ve firmaların yapması gereken kurla bağlantılı en küçük bir risk almamak... Belli ki bir müddet daha Amerikan Merkez Bankasının tavrı, dünya finans piyasalarına yön vermeye devam edecek.

...

Son verilere göre, Haziran ayı itibari ile Denizli'de SSK'lı istihdam sayısı yaklaşık 173 bin. Ülkemiz genelinde Haziran ayı itibari ile işsizlik oranı ise % 8,8 olarak açıklandı. Denizli bir sanayi kenti ve dolayısıyla işsizlik oranının ülke genelindeki oranının altında olduğunu ifade edebiliriz. Diğer taraftan ilimizde de özellikle gençler olmak üzere iş arayan birçok kişinin var olduğu da bir gerçek.

Altını çizmek istediği rakamsal istatistiklerden ziyade, hem işverenlerin hem de iş arayanların yaşamakta olduğu ortak sorun aslında. Özellikle son bir yıldır, ilimiz sanayisinde işverenler aradıkları niteliklerde istihdam edebilecekleri çalışanı bulmakta zorlanırken, diğer taraftan da iş arayan birçok Denizlili her gün, gazetelerde veya internette iş ilanlarını tarıyorlar.

Devletin özellikle İŞKUR marifetiyle ürettiği projeler ülke genelinde olduğu gibi, Denizli'de de somut sonuçlar doğurdu. Meslek edindirme programlarına katılan gençlerimizin önemli bir kısmı işe yerleşebildiler. Öte yandan, tekstil ve mermer sektörü başta olmak üzere uygun "çalışan”ın gelmesini bekleyen birçok "iş” mevcut iken, ne işveren ne de iş arayanlar o "iş” ile "çalışan”ı buluşturabiliyorlar. Hal böyle olunca, Denizli'de işsizlik var mı yok mu sorusunun cevabı bakış açısına göre değişiyor: "İşverenler işçi bulamadığına göre Denizli'de işsizlik yok. İş arayanlar iş bulamadığına göre Denizli'de işsizlik var”.

İki tarafı ilgilendiren bir ortak sorunun varlığı, iki tarafın birlikte çözüme katkı sunması gerekliliğini ortaya koyuyor. İş arayan gençlerimizin kendilerini yetiştirme gayretinin yanı sıra, her işi bir fırsat olarak değerlendirmeleri oldukça önemli... Bir yerlerden başlamak şart. Belki de, illa ki şöyle bir iş veya pozisyon olsun diye şartlanmamalı… İşverenler ise, firmalarını sadece bir işletme olarak değil bir eğitim yeri olarak da görmeliler. Mevcut işgücü arzı, aynı anda her firmaya, aradığı düzeyde deneyime sahip bir aday maalesef sunmuyor.

 

 

Saygılarımla,

Süleyman KOCASERT

DENİB Başkanı

s.kocasert@denib.gov.tr