Ülkemiz, sahip olduğu potansiyelleri ve yüksek kapasitesiyle birçok fırsatı barındırırken, farklı koşulların etkisiyle risk ve tehditlere de açık bir konumda. Atılan güzel adımlarla dünyada hakkımız olan yeri bulmaya çalışıyoruz. Fakat çevre ülkelerimizdeki çatışmalar, ülke içindeki hain terör saldırıları, huzurumuza olduğu kadar, yatırım ortamı ve ekonomimizi de sekteye uğratıyor. 1 Kasım'da yapılacak genel seçimler sonrasında, ihtiyacımız olan güven ve siyasi istikrarın tesis edileceğini, ülkemizdeki barış ve huzur ortamının sağlanacağını umuyoruz.

Her zaman dile getirdiğimiz gibi yüksek katma değerli üretim ve ihracata dayalı büyüme modelinin, Türkiye'nin her daim bir numaralı gündemi olması gerektiğini söylüyoruz. İhracatçılar olarak, inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmayı merkeze alan, yüksek katma değer odaklı bir büyüme modelinin yeni hükümet programında yer almasını istiyoruz.

Dünya ekonomilerindeki ayrışma ve dalgalanmanın sürdüğüne hep birlikte şahidiz. Dünya mal ticareti bu yılın ilk yedi ayında yüzde 11 azaldı. 2015 yılında küresel büyüme beklentisi yüzde 2,6'ya kadar gerilemiş durumda. FED'in faiz politikası elbette küresel çapta etkili olacak. Çin etkisi yüzünden aşağı yönlü riskler artıyor. Gelişen ülkelerden sermaye çıkışı 2009 krizinin üzerinde gerçekleşirken, Çin'deki yavaşlama da endişe veriyor. Doların tüm dünyada değer kazanması, birçok ülkenin ihracatını düşürüyor. Bizde de Euro/Dolar paritesindeki düşüş, ihracatçılarımız için büyük sıkıntılara sebep oluyor. Ortalama Euro/Dolar paritesi ilk 9 ayda geçen seneye göre yüzde 17,7 geriledi. Bunun ihracatımıza faturası toplam 9,7 milyar dolar oldu.

İhracat miktar ve Euro bazında artıyor

Diğer taraftan ülke olarak en önemli pazarımız Avrupa Birliği'nde ikinci çeyrekte ekonomik büyüme artış kaydetti. Avrupa Birliği'nde büyümenin yılın geri kalanında kademeli ve sınırlı olarak hızlanması bekleniyor. Avrupa'daki iyimserlik rakamlara da yansımış durumda. AB'ye ihracatımız ilk 9 ayda, kilogram bazında yüzde 1,8, Euro bazında ise yüzde 7,3 arttı.

İçeride ise beklenenin üzerinde gelen ikinci çeyrek büyüme rakamı, sanayicilerimize moral vermiştir. Türkiye, ulaştığı yüzde 3,8'lik büyüme rakamıyla, bu dönemde ilk 10 ülkenin arasına girmiştir. Birim fiyatlardaki gerileme ve paritedeki düşüş etkisiyle, ihracatımız maalesef büyümeye yeterli katkıyı sağlayamamıştır. Ancak yılın son çeyreğinden itibaren ihracatın, büyüme hızına destek vereceğine inanıyoruz.

Gelecek günlerin, ülkemize ve Denizlimize hayırlar getirmesini, huzur ve güven ortamı içinde ekonominin bir numaralı gündem haline gelmesini temenni eder; tüm DENİB ailesine sağlık ve başarılar dilerim.

 

Saygılarımla,

 

Süleyman KOCASERT

TİM Başkan Vekili

DENİB Başkanı

s.kocasert@denib.gov.tr