Denizlililer olarak ihracattaki başarımız ile hep gurur duyduk. Bunda haksız değiliz. Türkiye'nin en fazla ihracat gerçekleştiren 8. ili konumundayız. Özellikle son bir yıldaki performansımız ile ihracat artış oranımızla hep dikkat çektik. En fazla ihracat gerçekleştiren 10 il arasında aylardır ilk üç sırada yer almayı başarıyoruz.

Bu başarının devam etmesi elbette yine Denizlililerin elinde. Çalışmaya devam edeceğiz. Üretmeye devam edeceğiz. Yeni pazar arayışlarımızı sürdüreceğiz. Doğru stratejiler geliştireceğiz, yerinde yatırımlar yapacağız.

Beklentiler ve algı…

Ama bugünlerde Denizli'de, Denizli'nin başarısını destekleyici değil, aksine zarar verici bir durumu gözlemliyoruz. Bu konuya gelmeden önce altını çizmek istediğim bir husus var; Ekonomide en önemli parametre beklentiler ve algıdır. Bu gerçeğin, ticaret ve iş dünyası için de geçerli olduğunu tereddüt etmeden ifade etmek mümkün. Beklentiler ve algı, bazen bir sektör için, bazen bir şehir için, bazen de bir firma için son derece önemli hale gelebilir. Hatırlayalım, bundan dört beş sene önce hükümet tekstil sektörünü gözden çıkardı algısına yol açacak söylentiler ortaya çıktığında ne kadar rahatsız olmuştuk… Ya da gazetelerde "Denizli'de Neler Oluyor” benzeri başlıkları görünce, Denizli olarak nasıl da üzülmüştük. Küresel krizin patlak verdiği ve etkilerinin hissedildiği yakın geçmişte, ülkemizin her köşesinde ne kadar sıkıntı yaşanıyorsa, Denizli'de de o yaşanıyordu. Fakat medyada örneklendirmeler çoğu zaman Denizli'den yapıldı ve tabiri caizse Denizli'nin "adı çıktı”… Ticari ve finansal anlamda Denizliyle ilişkisi olanlar, ilimize karşı gereğinden fazla temkinli davranmaya başladılar ve problemleri hep birlikte yaşadık. Denizli ekonomisine ilişkin algı o günlerde maalesef olumlu değildi.

Gelelim bugünlerde Denizli'de yaşananlara… "Fısıltı Gazetesi” Denizli'de sanki daha da etkili… Kulaktan kulağa yayılan söylentilerle, bazı firmaların finansal anlamda zor duruma düştüğü bilgisi yayılıyor… Ticaretin içinde risk var… En büyüğünden en küçüğüne kadar her firma iş içerisinde olduğu sürece dönem dönem bazı problemler yaşama riski ile hep yüz yüze. Ne var ki, bu sıkıntılar fısıltı gazetesinin gündemine girdiğinde, BİR BİN oluyor. Tam da bu noktada beklentilerin ve algının olumsuz etkisi ile firmalar baş başa kalıyorlar. Hayatın normal seyrinde kendiliğinden çözülecek problemler derinleşmeye başlıyor. Şuyuu vukuundan beter denir ya, aynen öyle aslı olmayan söylentiler, gerçekmişçesine zarar veriyor.

Unutmayalım, bu abartılı, çoğu zaman asılsız söylentiler, sadece adı geçen firmalara değil bütün Denizli'ye ve şehrimizin algısına zarar veriyor. Dürüstçe ifade etmek gerekirse, belki de yapmamız gereken, fısıltı gazetesine hem itibar etmemek hem de yayılmasına katkı sağlamamak...

Yazıma son verirken, ilk haftasını idrak etmekte olduğumuz bereket ayı Ramazanın hepimize hayırlar getirmesini ve yakınlarımızla birlikte, sağlıkla Bayrama ulaşmamızı temenni ediyorum.

 

 

Saygılarımla,

Süleyman KOCASERT

DENİB Başkanı

s.kocasert@denib.gov.tr