30.09.2011

Son günlerde gündeme gelen önemli konulardan birisi Türkiye'de yürürlükte olan kidem tazminati uygulamasinin yeniden ele alinmasi. Bilindigi üzere, hükümet son seçim programinda Kidem Tazminatinin revize edilmesine de yer vermisti.

Isveren açisindan bakilacak olursa kidem tazminatinin, yeni çalisanlari istihdam etmede tereddüte yol açtigini görüyoruz. Bunun yerine isverenler fazla mesaiyi tercih ediyorlar. Bu durum hem issizlige neden oluyor. Hem de, mevcut çalisanlarin haftalik çalisma saatlerinin artmasina neden oluyor.

Gerçekten de, kidem tazminati yönetiminin isverenin üzerinden alinmasinin isgücü piyasasina getirecegi esneklik, hem isverenler hem de çalisanlar için olumlu sonuçlar doguracaktir. Basina Avusturya modeli olarak da yansiyan ve kidem tazminatinin, kurulacak bir fon kapsaminda yeniden düzenlenmesini öngören çalismalarin yararli olacagini düsünüyorum.

OECD tarafindan yayinlanan ve ülkelerin istihdam koruma düzeyini gösteren veriye göre, Türkiye, istihdam koruma düzeyinin en yüksek oldugu ülke olarak ortaya çikiyor. Bu istatistigi söyle de okumak mümkün; istihdamdaki esnekligin en düsük oldugu ülke Türkiye. Bunda mevcut kidem tazminati uygulamasinin rolü büyük. Isveren is akdini sona erdirdiginde bir bedel ödemek zorunda kaliyor, diger taraftan isçi de kidem tazminati hakkindan vaz geçmemek için is degisikligi yapmak istemiyor.

Kidem tazminati konusunda, çalisanlarin hak mahrumiyetine ugramaktan korktuklarini biliyoruz. Elbette ki hakli bir endise. Öte yandan, ülkemizde issizlik sigortasi uygulamasinin, bundan 10 sene önceki gibi olmadigini ve hükümetin yeni istihdam paketi ile issizlik sigortasini daha fazla çalisani kapsayacak sekilde yeniden düzenleme niyetinde oldugunu hatirlamak gerek. Dolayisiyla, isine son verilen bir çalisanin eskisine göre daha çok hakka sahip oldugunu belirtmek mümkün. Bu noktada, kidem tazminati ile issizlik sigortasini birlikte degerlendirmek gerektigini düsünüyorum.

Saygilarimla,

SÜLEYMAN KOCASERT
DENİB BAŞKANI
s.kocasert@denib.gov.tr