29.07.2011

Türkiye ekonomisinin yumusak karninin cari denge oldugu ve cari açigin dikkatle takip edilmesi gerektigi görüsü hem yurt disindaki hem de yurt içindeki uzmanlar tarafindan ifade ediliyor.

Özelikle bundan birkaç ay öncesinde Mart ayi cari açik verilerinin beklentilerin üzerinde açiklanmasi ile bu konu daha fazla dikkat çeker oldu. Finans piyasalarindaki aktörlerin ve fon yöneticilerinin alacaklari pozisyonlari belirlemelerinde temel parametre haline geldi.

Son bir haftada döviz kurunun hizli bir sekilde dalgalandigini hep birlikte gözlemledik. Bu sabah (29 Temmuz 2011) itibariyle Dolar ve Euro'daki birkaç günlük hizli yükselisi sona erdi ve dolar 1,68 düzeylerinde islem görüyor. Dogrusunu söylemek gerekirse Dolar kurunun bu seviyelerdeki seyri ihracatimiz ve dolayisiyla dis ticaret dengemiz açisindan olumlu. Zira degerli TL ihracatta rekabeti zorlarken ithalati da özendirerek ihracat - ithalat makasini sürekli ithalat lehine açti. Mevcut kur düzeyinin devam etmesi halinde, istatistikler açiklandiginda ihracatin ithalati karsilama oranindaki olumlu gelismelere hep birlikte sahit olacagiz.

ABD ya da AB kaynakli kriz senaryolarina gelince; Sayin Basbakanin da açiklikla ifade ettigi gibi muhtemel bir dis kaynakli krizin ülkemize etkisi asgari düzeyde olacagini öngörmek mümkün. Bugün 100 Milyar Dolara yakin döviz rezervi olan bir Merkez Bankamiz var, bütçe dengemiz ve borç stogumuz ise bütün dünyanin gipta ettigi makul düzeylerde. Açikça söyleyebiliriz ki tüm makroekonomik göstergeler olumlu. Merkez Bankasi Baskani Sayin Erdem BASÇI, geçen hafta Denizli'deki konusmasinda "Türkiye Ekonomisi hiç olmadigi kadar güçlü ve iyi durumdadir. Hatta zaman zaman acaba gereginden de mi fazla iyi diye düsündügümüz bile oluyor.” diyerek, ekonomimizin iyi durumda oldugunu rakamlarla da açikça ifade etti.

Öte yandan yapilan bazi açiklamalarda özellikle döviz pozisyonlarinda, firmalarin mümkün oldugunca dengeli stratejiler üretmesinin faydali olacagi belirtiliyor. Iktidar kanadindan yapilan açiklamalarda da vatandaslarin tüketim harcamalarinda dikkatli olmalari yönünde uyarilar geldi. Bu uyarilari elbette dikkate almaliyiz, diger taraftan tüm dünyanin öngördügü bir Avrupa ve Amerika krizi öncesi sorumlulugu omuzlarinda tasiyanlar tarafindan böyle uyarilarin yapilmasini da gayet normal karsilamak gerekiyor.

2002 yilinda Dolar kuru yillik ortalamasi 1,5058 olarak gerçeklesmisti. 2002 - 2010 yillari arasinda gerçeklesen enflasyon oranlari ise fiyatlar genel düzeyinin aradan geçen 8 yilda iki katina ulastigini gösteriyor. Baska bir ifade ile 2002 kurlari enflasyon oranina paralel artis gösterse idi bugün kur degerleri yaklasik iki katina ulasmaliydi. Dolayisiyla su anda gelinen nokta aslinda normal hatta normalin gerisinde olarak bile degerlendirilebilir. Bu kurlar bizi kesinlikle endiselendirmemeli. Uluslararasi piyasalarda rekabet avantaji saglamasi açisindan bu seviyelerdeki seyrini sürdürmeli.

Özetle, endiseye gerek yok. Türkiye mevcut ekonomik yapisi ile dis kaynakli bir krizi gögüsleyemeyecek durumda degil. Aksine uzun süredir hiç olmadigi kadar güçlü bir durumda. Türkiye ekonomisinin yumusak karni olarak niteledigimiz cari açik ise mevcut kur düzeyinin istikrarli bir sekilde devam etmesi haklinde daha yönetilebilir bir düzeye gelecektir.

Saygilarimla,

SÜLEYMAN KOCASERT
DENİB BAŞKANI
s.kocasert@denib.gov.tr