2013 yılının ihracat anlamında Denizli için güzel başladığı müjdesini paylaşmak isterim. Geçen ay düzenlediğimiz basın toplantısında 2013 yılının, 2012 yılından daha iyi geçeceğine dair beklentimizi ifade etmiştik. Yılın ilk ayına ilişkin verilerin bu beklentimizi teyit eder nitelikte olduğunu söylemek mümkün. Denizli İhracatçılar Birliği tarafından 2013 yılının Ocak ayında kayda alınan ihracat değeri % 41 oranında artış ile 167,5 milyon dolara ulaştı. Diğer taraftan Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan verilere göre Denizli'nin toplam ihracatı geçen yılın aynı ayına oranla % 24 artarak, 235 Milyon Dolara ulaştı. Türkiye toplam ihracatının Ocak ayında % 5,6'lık bir artış sergilediğini göz önüne alırsak Denizli'nin Ocak ayında ülke ihracatından daha iyi bir performans yakaladığını söyleyebiliriz.

İller bazında ilk 10 ihracatçı ilimiz arasında, birkaç aydır olduğu gibi Gaziantep'in ardından ihracatını en fazla artıran ikinci il olduk. Bu da ilimiz açısından oldukça sevindirici ve ümitlendirici bir durum.

Altını çizmek istediğim diğer bir konu, Denizli'de ana sektör olan tekstil ve konfeksiyon sektöründe ülke çapında yaşamakta olduğumuz olumlu gelişmeler. TİM verilerine göre, Ocak ayında Türkiye'nin tekstil ve konfeksiyon ihracatında yaklaşık % 15 oranında bir artış gerçekleşti ki bu da sektör olarak ülkemiz genel performansının üstüne çıkılmış olduğunun bir göstergesi. Denizli İhracatçılar Birliği tarafından kayda alınan tekstil ve konfeksiyon ihracatı ise % 36 artarak 115,5 milyon dolara ulaştı. Dolayısıyla Denizli'nin tekstil ve konfeksiyon ihracatında ülkemizin toplam tekstil ve konfeksiyon ihracatından daha yüksek oranda bir artış olduğunu görebiliyoruz. Esasen Ocak ayında bir çok Denizlili firmanın katıldığı Heimtextil Fuarında, 2013 yılına ilişkin olumlu sinyalleri zaten almıştık. Görünen o ki yılın geri kalan kısmında, Denizli'nin ana sektöründe sevindirici tablolarla karşılaşmaya devam edeceğiz.

2013 yılı için küresel gelişmeleri değerlendirecek olursak, çok güçlü olmasa da öncü veriler bize dünya ekonomisinin 2012 yılından daha iyi bir yıl geçireceğini söylüyor. Euro bölgesi ve Japonya'daki durgunluk yavaş yavaş aşılıyor. ABD ve Çin'de büyüme beklentileri yukarı yönlü revize ediliyor. Bu olumlu yorumlara rağmen Dünya Bankası ve IMF'in bazı soru işaretlerinin altını çizdiğini ve küresel büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiklerini hatırlatmakta fayda var.

Dış ticaret açısından bakalım: IMF dünya ticaretinde % 5 büyüme beklerken, Dünya Bankası % 6 büyüme öngörüyor. Her ne kadar dış ticaret bakımından umut veren bir tablo olsa da, 2008'den bu yana yorulan ülke ekonomileri, pastadan büyük payı alarak toparlanma süreçlerini hızlandırma ve sağlamlaştırma niyetindeler. Bu noktada "rekabetçi kur politikaları” ya da güncel ifade ile "kur savaşları” öne çıkıyor. Gelişmiş ve sanayisi kuvvetli ülkeler bile bu hususta çok hassaslar. Nitekim Ocak ayı içerisinde Euro bölgesinin maliye bakanları kurulu başkanı, Euro'nun dolar karşısında çok değerlenmesine dikkatleri çekmiş ve bunun ekonomilerini olumsuz etkileyeceğinin altını çizmişti. Gerçekten de ne Almanya gibi bir sanayi ülkesi, ne de Güney Kore gibi elektronik ve otomotiv imalat sektöründe söz sahibi olan bir ülke ürettikleri malı dünya pazarlarına satmakta dezavantaj oluşturacak kur seviyelerini istemiyor.

Kur konusunda Türkiye de proaktif olmak zorunda. Zira ihracat ülke ekonomimizin sağlıklı bir istikamette ilerlemesi için en önemli etkenlerden biri. Biz ihracatçılar bu konuyu sürekli gündemde tutmaya devam edeceğiz.

Ocak ayına ilişin olarak özetle diyebiliriz ki; hem ülke ihracatı, hem tekstil ve konfeksiyon sektörü ihracatı, hem de Denizli ihracatı için olumlu göstergeler var. Yılın geriye kalan kısmında uluslararası rekabet koşulları açısından kurların seyri oldukça önemli.

 

Saygılarımla,

Süleyman KOCASERT

DENİB Başkanı

s.kocasert@denib.gov.tr